GÜNDEM Haber Girişi : 30 Ağustos 2022 01:28

Abdulkadir Hazman: Sahip Çıkmazsak Çalarlar!

Abdulkadir Hazman: Sahip Çıkmazsak Çalarlar!
Yazarımız Abdulkadir Hazman, 'Toprağın Mirası'na sahip çıkmaya devam ediyor. Hazman, Ağustos-2022 sayımızda, Türkiye'den Irak'a tarihi eser kaçakçılığından; Konak'ta Şadırvan vandalizmine yazıyor... Sahip çıkmazsak çalarlar, diye uyarıyor!

SAHİP ÇIKMAZSAK

ÇALARLAR

 

Ülkemiz 2017 verilerine göre turizm gelirlerinde dünyada ABD, İspanya, Fransa, Tayland, Birleşik Krallık, İtalya, Avusturalya, Almanya, Japonya, Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan’dan sonra 12. sırada yer almakta. Turizmden ABD 210 milyar dolar kazanırken, biz yalnızca 22.5 milyar dolar kazanıyoruz.

 

Maldivler’in 2.7 milyar dolarlık turizm geliri, ülke gelirinin yüzde 60’nı oluştururken; bizde turizmden elde edilen ancak ülke gelirinin yüzde 2.6’sını oluşturmaktadır. Ülkemizde turizmin başını İstanbul ve Antalya çekerken, geçmişi 12 bin yıla tarihlenen İzmir, ne yazık ki sınıfta kalıyor. Binlerce yıldır Anadolu toprağının bizlere sunduğu mirasa sahip çıkamamışız. Bizden öncekilerin bize bıraktıkları talan edilmiş.

 

150 BİN ESER ÜLKEMİZDEN KAÇIRILDI

 

Bütün dünya müzelerini Anadolu’dan çalınıp götürülen Bergama Zeus Tapınağı, Troya Hazineleri, Dionysos Mozaiği, Bey Hekim Camii’nin mihrabı, Knidos Aslanı, İhtiyar Balıkçı heykeli, Payava Lahdive daha niceleri değerli kılmakta. Dünya müzelerinde yapılan araştırmalarda tespit edilen 150 bin eser ülkemizden kaçırılmıştır. Tabi müze depolarında saklanan ve koleksiyoncuların elindekiler bu rakama dahil değildir. İşte bu yüzden bizim müzeler sinek avlarken onların müzeleri turist kaynıyor.

 

Tarihin, sanatın, kültürün ve bilimin değerini bilmeyen toplumlar, önünde sonunda yok olmaya mahkûmdurlar. Hepimizin dinlerken hüzünlendiği Makber şiirini yazan Abdülhak Hamit Tarhan’ın dediği gibi ‘’Ölümlü olan insanın ölümsüzlük arayışı değil midir sanat?‘’

 

 

Evet, kişiler ya da toplumlar ölümsüzlüğe ulaşmak istiyorlarsa eğer, öncelikle kendilerinden önce yaşamışların üretip bıraktıklarına sahip çıkmaları gerekir.

 

 

Kâfir icadı, put, müstehcen, şeytan işi deyip kırıp, yakıp yok etmek aslında geçmişi inkâr etmektir. Geçmişi olmayan toplumların geleceği de olmayacaktır. Bir ülke, başka bir ülke tarafından işgal edildiğinde; işgalci ülkenin ilk önce yaptığı iş, işgal ettiği ülkenin tarihi ve kültürel değerlerini çalıp götürmektir.

 

 

Buna günümüzde en net örnek, ABD Irak’ı işgal ettiğinde başta Bağdat Müzesi olmak üzere Irak’ın bütün müzelerindeki değerli tarihi ve kültürel eserleri çalıp götürmeleridir.

 

 

Irak işgali sırasında tespit edilen 15 bin tarihi obje ve 82.258 el yazması eser çalınmıştır. Savaşların çıkmasını en çok isteyenlerin başında silah tüccarlarının yanı sıra tarihi eser kaçakçıları gelmektedir.

 

 

Bu tarihi eser kaçakçılarını yönlendiren koleksiyoncular, bu sayede milyarlarca dolar kazanırken öbür tarafta tarihi ve kültürel eserleri talan edilen toplumun geçmişe ait hafızası siliniyor.

 

 

 

 

 

ŞADIRVAN’IN YIKILMASI ÖRNEĞİ

 

 

Tarihi ve kültürel eserlerin çalınıp başka ülkelere götürülmesi dışında, bir de bu tür eserlerin başına musallat olan ve yasa dışı çalışan defineciler var ki; onları durdurmak ne yazık ki imkânsız. İster toprak altı, ister toprak üstü eserlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasının önemi, dünyada her geçen gün artmaktadır.

 

 

Bu tarih ve kültür varlıklarının korunmasında yerel ve merkezi idarelere büyük işler düşmekle birlikte, asıl bu eserlerin sahibi toplumların eserlerine sahip çıkmaları gerekmektedir.

 

 

Ne yazık ki ülkemizde bu konuda ciddi bir yol almış sayılamayız. Toprak altından çıkarılan eserlerin yurtdışına kaçırılmasının yanında, toprak üstündeki eserlerin de yıkılıp yok olmasına çoğu zaman seyirci kalınmaktadır.

 

 

Bunun en son örneğini birkaç gün önce İzmir Mantocular Çarşısı’nda bulunan Şadırvan'ın yıkılması olayında gördük. Yıllardır o çarşının simgesi durumunda olan Şadırvan, bir gece vakti paramparça edildi.

 

 

Yetkililer Şadırvan’ın yeniden yapılacağını söylemesi de doğrusunu isterseniz, bizim tarih ve kültür sevgimizin seviyesini göstermesi açısından oldukça ilginç bir örnekti.

 

 

[email protected]