CHP, Anadolu Basını-Yerel Medya Çalıştayı’nı Marmaris’te topladı.
Organizasyon 200’ü davetli, 350 yerel basın temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Çalıştay sonrası 12 maddelik bildirgede mesajlar kıymetliydi:
- Basın özgür değildir, basın kanunu güncellenmelidir.
- Her yıl 5 bin mezun veren İletişim Fakültelerinden mezun olanların yüzde 5’i okuduğu alanda iş bulabilmektedir.
- Gazeteciliğin geleceğinin inşası için yerelden genele dayanışma artmalı; güçlü sendika ifade özgürlüğünün teminatı için kurumsallaşmalıdır.
- 38 gazetecinin cezaevinde olduğu ülkemizde dışarıdaki gazetecilere baskı-saldırı-korkutmalar önlenmelidir.
- Basın kartı, gazetecilerin mesleklerini temsil eden bir simge olarak artan bir işleve kavuşmalıdır.
- Basın İlan Kurumu gerçek meslek temsilcileri ve bağımsız katılımcılarla yeniden yapılandırılmalıdır.
- RTÜK, iktidarın ‘ekran komiseri’ olmaktan çıkarılmalıdır.
- İnternet Medyası Kanunu, özgürlüğü kısıtlayıcı içerikte olmamalıdır.
- Sosyal medya özgürlüğünü yok eden yaptırımlardan kaçınılmalıdır.
- Tasarruf tedbirleri kapsamında yerel basına yönelik abonelik-ilan kısıtlamaları kaldırılarak, yerel basına destek yasası çıkarılmalıdır.
- Meslek mücadelesinin güç birliği yapılarak yürütülmesi için, basın meslek kuruluşları tek çatı altında birleşmelidir.
- Medya sermaye yapısı değiştirilmeli, medya şirketlerinin kamu ihalelerine girmemesi sağlanmalıdır.
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği gibi, “Doğru habere ihtiyaç var, biz bazen kendi dünyamızda kendi yanlışlarımızı göremiyoruz. Bizim sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacımız var.”
Evet eleştiri, bazen de özeleştiri. Biz de kendi yanlışlarımıza dikkat çekmeliyiz!
Ben 27 yıldır, doğru haber ve değerli yorumlara gazete sayfalarımda yer veren bu işin mensubu bir basın emektarı olarak; özellikle “eleştiri” noktasında durmak istiyorum.
Bu çalıştay, Iğdır’dan Edirne’ye; Adana ve Mersin’den Samsun’a; Aydın ve İzmir’den Van’a Türkiye haritasının her noktasından basın temsilcilerini buluşturdu.
Emek verildi.
Çalışma grupları sorun ve çözümler üzerine notlar alarak, temel metin oluşmasında katkı sağladı.
Biraz önce bahsettiğim eleştiri konusunda da, sözümü esirgemem yanlış olur.
Şöyle ki; Özlem Gazetesi başta olmak üzere Bizim Buca, Bizim Yarımada gazeteleri; Kent ve Bellek dergilerini ; internet sitelerini düzenli olarak okurlarıyla buluşturan bir meslek mensubu olarak o masalarda yer bulamadık.
Kurumları temsilen iki kişi değil de bir kişi çağırılıp, cemiyet yedek üyelerine yer açılacağına; davet edilmeyen kurumların temsilcilerinin orada olması sağlanabilirdi.
***
Bu partinin bir “delegesi” olarak orada yer bulma arayışım olmadı, olmaz.
(İstanbul’da tv-radyo-internet basını için Kasım’daki toplantıya düşündük) diyeceklerdir belki.
Mesleğine saygısı olan ve bunu herkesten bekleyen bir basın emektarı olarak yazıyorum:
Gazetecilere davette bulunan Marmaris Belediyesi ya da Türkiye Gazeteciler Federasyonu burada sorumlu değil.
Davet listelerini oluşturan meslek kuruluşları, başta İzmir Gazeteciler Cemiyeti olmak üzere, Meclis’te temsil görevi verdiğimiz içimizden çıkan gazeteci vekiller, Başdanışman vekiller bu çalıştaydaki iletişim yanlışından sorumludur.
Bazı kurumları görmemek, bu mesleğe yıllarını vermiş isimleri es geçmek, görmezden gelmek kabul edilebilir değildir.
Gazetecilere tasarruf genelgesi sürecinde, abonelik-ilan sorununa “İzmir modeli” çözümünün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na anlatılması ve örnek gösterilmesi tabii ki müthiş.
Cemiyetçilikte de sahaya hakim ve basın kurumlarını bilen bir “İzmir Modeli”ni yükseltmek kıymetli!
Ancak sahada yıllardır var olan basın emektarlarının– belki küçümseyerek bakılan mahalli basın organlarının-kurumların UNUTULMADAN en azından bir temsilcisinin oraya davet edilmemesi, “negatif İzmir modeli”ni yapılan güzel işin karşısına çıkardı.
Umarım bir kasıt değil, yanlışlık vardır.
Haliyle, hamama giren sadece otelde değil, sorumluluk aldığı her zeminde terler!
20.10.2021 14:33:10