Mahir Dinç Yazdı: Alpay Özalan, Milli Oldu

Mahir Dinç, AK Parti İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan'ın TBMM'deki 'yumruksuz' yasama icraatını, seçildikten 3 yıl 8 ay sonra gündeme gelen İLK KANUN Teklifi 'Devrimi'ni kaleme aldı. Peki tek kanun teklifiyle Gençlik ve Spor Bakanlığı mümkün mü?

 

ALPAY ÖZALAN

MİLLİ OLDU!

 

 

 

Mahir DİNÇ

 

Siyasette, özellikle TBMM’de çalışkanlık sahada olmak kadar, yasama faaliyetlerine katkıyla ölçülür.

 

En azından bir süre öncesine kadar bu böyleydi.

 

Örneğin “kanunda ilk imzası bulunmak” o milletvekili ve ekibince hazırlanan kanun olması anlamına gelir.

 

TBMM 27. Dönemi açısından 7 Temmuz 2018’de makama gelen AK Parti İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan’ın meclis performansına göz atacağız.

 

Bu yazıya bir maç karnesi gibi bakıp ‘kaç yıldız verileceği’ yorumunu size bırakmak isterim.

 

Türk Futbolu’nun İngiltere Premiere Lig ve Almanya Bundesliga’da, Güney Kore ve Japonya liglerinde oynayan Milli Oyuncusu, bakalım sıfatında ‘Gazi’ olan ve milli mücadele sırasında bile açık kalan TBMM çatısı altında neler yapmış?

 

Çünkü o TBMM’de ilk kez ‘Milli’ oluyor.

 

Peki nasıl mı?

 

Tıpkı Özalan’ın 1992’den 2008’e Ümit Milli takım ve ardından A takımdaki ilk heyecanlarındaki gibi.

 

 

127 kez giydiği ‘Milli Forma’nın insanın ayağını titretmesinden farksız!

 

 

* **

 

 

Dile kolay, seçildikten 3 yıl 8 ay, yani 1.360 gün sonra…

 

Bir başka zaman ölçüsüyle 32 bin 640 saat ardından İLK KANUN TEKLİFİ.

 

Bu insan için küçük, bir İzmir Temsilcisi olarak bir milletvekili açısından büyük bir adımdır.

 

 

7 Temmuz 2018’deki “MİLLETVEKİLİ ANT İÇME TÖRENİ” hariç, TBMM kürsüsünde 12 kez konuşmuş Özalan.

 

 

Kürsüye yürüyüp, parmak ya da yumruk salladığı yasama günleri; muhtemelen kürsü konuşmalarından daha fazladır.

 

 

TBMM internet sitesinde bunun çetelesi tutulmuyor, ama tutanaklarda ‘bağrışmalarda’ detayları görmek mümkün.

 

 

28 Mart 2022 baz alınırsa, partilisi diğer milletvekillerince hazırlanan kanun tekliflerinde 48 imzasını görüyoruz.

 

 

Bunlar içinde “Kapadokya Alanı” ile ilgili yöreye özgü bir kanun var ama “İzmir’e özel’ bir tane kanun olmaması ilginç!

 

 

İmza imzadır, öyle denk gelmiştir.

 

 

Komisyon görevleri ve konuşmaları da kıymetlidir TBMM’de.

 

 

Aynı antrenman gibidir, bir disiplin sürecini ortaya koyar.

 

 

Alan hakimiyeti anlamında, vekilin ‘işi’nin aynasıdır.

 

 

Bir sporcu olarak, olunabilecek en doğru ve kritik komisyonda görevli Özalan.

 

 

Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda 2018’den bugüne bir tanesi “özgeçmiş bilgisi” ile ilgili olmak üzere sadece iki konuşma yapmış Alpay Özalan.

 

 

Hadi iktidar partisi vekili olması boyutuyla ‘İlk İmza’ sahibi ya da imzası olduğu “Soru", "Meclis Araştırma” ve “Meclis Soruşturma” Önergesi olmaması anlaşılabilir.

 

 

Ama bu komisyonda konuşacak hiçbir şey mi olmaz?

 

 

***

 

 

Aslında doğrusu, onu arkadaşlarından dinlemek:

 

Feyyaz Uçar, bir söyleşisinde, “Alpay’ı evime aldım, daha sonra Alpay’a evimi kiraladım. Ama evimin kirasını, kendime yine ben ödedim, onu bile ödemedi adam. Elektrik faturası için para alırdı, ödemezdi, ama sürekli (ödedim) diyerek yalan söylerdi. Adam ne görürse alıyor, gidiyor bir yerden araba teybi alıyor, bir taraftan volkmen alıyor, her gün kapıya birileri geliyor (bizden malı aldı parayı ödemedi, adres burada) Ben iyi sponsorluk yaptım Alpay’a.”

 

 

Bir Meclis konuşmasında 2004’te İngiltere’de istenmeyen adam ilan edilmesine neden olan İngiltere maçında penaltı kaçıran Beckham’a söylediği ve sahayı karıştıran sözler ardından hakem Collina’nın ikisini Soyunma odasına çağırıp gazoz ısmarladığını anlatırken övünme halinde.

 

Bir anı da bende var

 

Bu satırların yazarı da, o 2000 yılında Aston Villa’dayken, İzmir’in Yeni Asır Gazetesi’ne bağlı yerel Yeni TV kanalında hafta sonları sabah güncel haberlerde, gece magazinde çalışan bir muhabirdi.

 

Yine o gecelerden birinde ‘onun yumruğu’yla, kentin en iyi kameramanlarından Volkan kardeşim ile birlikte Çeşme’de bir davette tanışabilirdik.

 

 

Muhtaçlara destek amaçlı basının da davet edildiği bir ‘destek gecesi’ öncesinde, rahmetli Ümit Kayıhan Hoca ve bazı hanımefendiler ile otururken, beyefendi, sadece kameraman çekim yapıyor ve ışıktan rahatsız oluyor diye üzerimize yürümüştü.

 

 

Neyse ki savunmada, elimdeki Yeni TV mikrofonu oldukça güçlüydü.

 

 

Merhume sevgili Marika Korsini devreye girmeseydi, Volkan kardeşim de onun, artık yediği içtiğinden midir yoksa sureti haktan mıdır bilmem, sarf ettiği sözlere, “17,5 kiloluk KY kamera”yla, angajman kuralları çerçevesinde yanıt verebilirdi.

 

 

Gece tatlıya bağlandı, Ümit Hoca ‘siz ona bakmayın’ diyerek özür diledi, olay kapandı.

 

Her şey bir yana, neredeyse 45 ay sonra, bugünün tutarıyla yaklaşık aylık 40 bin liralık milletvekili maaşıyla geçen onca zaman sonrasında İLK KANUN TEKLİFİ önemli.

 

 

Not düşmekte fayda var:

 

 

27. Dönem 5. Yasama Yılı, 24 Mart 2022 tarih, 2 Taksim/4331 Esas Sayılı “Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi” başlıklı şu an komisyondaki Kanun, Alpay Özalan için bir DEVRİM.  

 

 

Geç de olsa, yumruksuz, parmak sallamasız, bağırma-çağırma olmaksızın TBMM’de memleket yararına bir çaba.

Herhalde ‘spor olsun diye’ yapmadı.

 

Belli mi olur?

 

1996’da Hırvatistan-Türkiye maçında, rakibin hücumunda Vlaovic’e faul yapmayarak milli takımın gol yemesine sebep olan ancak bu ‘BAŞARISIZLIĞI’ nedeniyle “UEFA Fair Play Ödülü’ne layık görülen” Özalan; TBMM’de bu 1 adet kanunla-ileride Spor Bakanı affını falan isterse- “bakanlık”la final yapabilir.

 

 

İzlemek, yaşamak, görmek mümkün mü?

 

 

Neden olmasın?

 

 

bizimyarimada35@gmail.com

mahirdinc@hotmail.com

 

 

 

 


28.03.2022 09:12:16