VELİ EFENDİ
İZMİR’DE
İLK AYAKTA YATTI!
Hayatta da siyasette de tercihler, size yön verir ve sizi ele verir.
Adınızın yanında makamlarınız yazar, görevlerinizle anılırsınız.
Adınızla birlikte makam ya da görevleriniz sorumluluklarınızı ağırlaştırır.
Siz o sorumlulukları yerine getirdiğiniz ölçüde o görevi taşırsınız, yaptıklarınızla iz bırakırsınız.
Malum ana muhalefet partisinin İzmir’de, Yarımada’nın sakin sularında TBMM açılmadan önce kamp buluşması var.
Partinin ağır – önemli isimleri, Türk siyasetinin seçimden önceki ‘son sakin zamanları’nı belki de Seferihisar’daki bu kampta geçirecekler.
Muhtemel bir erken ya da zamanında bir seçim için, TBMM çalışmaları öncesinde stratejilerini ortaklaştıracak, fikirlerle politika yapma süreçlerine yön verecekler.
İşte bu kamp öncesinde kente gelen isimler arasında ‘O’ da vardı.
Malatya’da, Türk siyasi tarihine ‘en genç belediye meclisi CHP Grup Başkan Vekili’ olarak adını yazdıranlardandı.
Anadolu Üniversitesi Öğrenci Derneği, Halkevleri, ADD, İnsan Hakları Derneği, Malatyaspor bünyesinde üyeliğiyle dernekçiliği kulüpçülüğü bilen…
İş kazalarından esnaf sorunlarına, istihdam eleştirilerinden öğrenci taleplerine pek çok toplumsal sorun alanında, sert ve sözünü dudaktan sakınmaz açıklamalarıyla gündeme gelen…
CHP bünyesinde İşçi Sendikaları, Esnaf ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı gibi önemli bir sorumluluğu üstlenen VELİ AĞBABA…
***
Tabii parti içi yarış, seçildiği Malatya’dan taaa İzmir’de belediye meclis üyesi listeleri ve işe alınacaklar listesini belirlemeye varan bir güç gösterisinin sahnesine çıkmaya zorlayabiliyordu siyasetçiyi.
‘VELİ EFENDİ’ de İzmir’de öyle anılır oldu.
30 yaşında Malatya İl Başkanlığı yapmış bir CHP’li olarak, ‘mevziinin gerçek sahibi’nin o ilin iradesini oluşturan yerel taban olduğunu en iyi bilenlerdendi.
Ancak dönemsel olarak İzmir’de ‘Köpeksiz köyde değneksiz gezme’ fırsatını da veren siyasi ortamını; kendisi için bir şans olarak değerlendirmemesi, yarışta geri kalmasına neden olabilirdi.
O da öyle yaptı.
İzmir’i ‘ağır isimlerin’ siyaseten yarıştıkları VELİ EFENDİ HİPODROMU’na çevirmesinde, bizim kayısı kıvamındaki ‘VELİ EFENDİ’nin de payı vardı haliyle.
Çarşambadan İzmir’e geldi, CHP Buca İlçe örgütü temsilcilerini, Buca Belediyesi’ni, Karşıyaka İlçe Örgütü ve Karşıyaka Belediyesi’ni ziyaret etti.
Yine Karşıyaka Belediyesi'nin bir anaokulu açılışına ve Karabağlar Belediyesi'nin Yeşilyurt sahasında düzenlediği ‘Amatör spor kulüpleri sezon açılışı ve nakdi yardım töreni’ne katıldı.
Akşamında İzmir Sanayici ve İşinsanları Derneği İZSİAD’ın 30.Yıl Yemeği’nde Nükhet Duru’yu dinlemek üzere İzmir’in üreten, istihdam yaratan, çoğunluğu seküler ve bir kısmının siyaset hedefleri de olan ‘patronlarının’ davetlisiydi.
Orada da yerini aldı.
Avrupa Karma Parlamenterler Meclisi Sosyal İşler, Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi’nin Alsancak’taki “Kapsayıcı, Adil ve Sürdürülebilir Kalkınma" başlıklı açılış konferansına katıldı.
Etkinliklerde ’temsil görevi’ tabii ki bir Genel Başkan Yardımcısı açısından önemli.
Emek örgütlerinin, hele ‘iş cinayeti’nde kaybettiğimiz bir kadın emekçinin cenazesinde yer almak da, CHP Emek bürolarına yön veren bir ismin asli görevlerinden.
‘VELİ EFENDİ’nin saydığım programlarda ‘boy gösterdiği’ gün, ikindi vakti; bir gün önce Konak Köprü Durağı’nda TRAMİZMİR’e bağlı duraklarda İZENERJİ’ye bağlı güvenlik görevlisi olan; tuvalet olmadığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi (METRO AŞ) de bu duraklarda tuvalet kurmayı düşünmediği için, söylendiği üzere ‘uygun bir tuvalet bulmak amacıyla’ yola çıkan ve otomobil çarpması nedeniyle hayatını kaybeden güvenlik görevlisi bir kadın emekçinin cenazesi vardı.
Hülya Onaylı 40 yaşındaydı.
Anneydi.
1 ve 3 yaşlarında iki çocuğu vardı.
DİSK Genel-İş İzmir 9 No’lu Şube üyesiydi.
Sendika Başkanı Sedat Kenar’ın dediği gibi, 'İzmir Metro yönetimi bu konuda tamamen ticari yaklaştığı en temel insani ihtiyacın karşılanması için bir adım atmaktan acizdi' ve yaşanan bir ‘iş cinayeti’ydi.
Eşrefpaşa Çinili Cami’de, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ailenin ve emekçi arkadaşlarının acısını paylaşmak ve son yolculuk için; orada yerini almıştı.
'VELİ EFENDİ' orada olmalıydı.
Hatta DİSK içinden gelip İzmir’den milletvekili seçilen KANİ BEKO da yoktu.
Hani 'VELİ EFENDİ’nin çok sevdiği Karaburun’dan İzmir merkeze mi gelemedi ‘Lastikçi Kani’ derken, bir gördük ki o da İZSİAD’ın İzmirli patronlarının 30.Yıl Yemeği’ndeydi.
‘Lastikçi Kani’ de bu yönüyle bakıldığında, siyasi hayatında 'lastiği' patlattı!
Geldikleri yeri unutanlardan çok çekti bu ülke…
Üstelik buradaki hikayedeki ‘unutuş’, daha iktidar olmadan yaşanıyordu!
Geriye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile anı fotoğrafı kaldı Hülya’nın.
Ben inanıyorum ki, Kemal Bey’in vicdan ve hırstan uzak siyaset anlayışı, 4 günlük İzmir programında, Emekçi Hülya’nın ailesine bir ziyareti çoktan düşünmüştür.
CHP Emek bürosu unutsa da, partinin sol yumruğu havadan inmeyen ‘havagazı’ devrimcileri (!) milletvekillerinin gündeminde bile olmasa da, Türkiye’yi yönetmeye aday O vicdan unutmaz.
‘Bay Kemal’ o annesiz kalan iki çocuğun başını Selvi Hanım’la okşamadan, İzmir’den ayrılmaz.
mahirdinc@hotmail.com
22.09.2022 20:48:04