Yeryüzündeki Cenneti Parsel Parsel Satmak!

Çeşme Projesi(Ege Turizm Projesi) şeffaf olmayan ve merkezi-yerel yönetim arasında ‘kapalı kutu” görüşmeler nedeniyle benimsenmiyor. "Çeşme'de Talana Dur De" diyen çevreciler, "İzmir'in Kanal İstanbul'u" dedikleri projeye savaş açtı.

( MAHİR DİNÇ )

 

Yeryüzündeki Cenneti

Parsel Parsel Satmak!

 

Yarımada’nın geleceği tehdit altında.

Operasyon Çeşme üzerinden çekiliyor.

Dile kolay 16 bin 624 hektarlık yaşam alanı:

 

Sadece insanların değil, kurdun kuşun, börtü böceğin, hatta denizler de bu alanı kapsadığı için balıkların, deniz canlılarının geleceği de bu tehdidin doğrudan etkisi altında.

 

Süreç pek şeffaf yönetilmese de, merkezi iktidarın Turizm Bakanı ile Yerel iktidarın büyüklü küçüklü başkanlarıyla, İzmir Ticaret Odası’nın çatısında konuşulanlar, alanda eylem yapan çevrecilerin dilinde.

 

Projede iddia odur ki, 600’e yakın parselle birlikte imara açılacak kamu arsaları, yapılaşmayla ve tesisleşmeyle; Yarımada’yı oteller-avmler-golf sahaları coğrafyası haline getirecek.

 

Yeryüzündeki cennet, parsel parsel satılacak.

 

Hedef, Çeşme’de 20 bin kişilik yeni bir turizm kenti kurmak.

 

Çeşme Belediye Başkanı’nın “İkametini Çeşme’ye Al” diyerek nüfus artırma kampanyasına en büyük desteği, bu projeyle Kültür Bakanı Ersoy veriyor bir bakıma!

 

Hatta motor sporları pisti bile yapacaklarmış.

 

Sadece Çeşmelinin değil, tüm Yarımada sakinlerinin yaşamını doğrudan etkileyecek proje, çevrecilerin ve stkların gündeminde.

 

Projeye karşı iki ayrı dava ile süreç hukukta.

 

27 Ekim 2021 Çarşamba günü Danıştay 6. Dairesi’nce görevlendirilen 5 bilirkişi Çeşme’deydi.

 

 

 

 

 

 

Alanlarında uzman bu isimlerin hazırlayacağı rapor, Yarımada’nın geleceği hakkında verilecek hükmün dayanağı olacak.

 

***

 

Şimdi yoklama alalım:

 

Bilirkişiler keşif duruşması ve saha turundayken, şehrin emin insanları neredeydi?

 

Bir tane milletvekili var mıydı? Hayır

 

Tunç Soyer orada mıydı? Hayır.

 

Haydi yurtdışı gezisinde kenti temsil etmesi boyutuyla anlaşılabilir.

 

Temsilen İBB Başkan Vekili Mustafa Özuslu vardı.

 

Ancak eski ‘Özuslu’ sahada daha görünür olur, sazı ele alırdı, bu gelişinde çekinceli duruyordu.

 

“Başka bir tarımın mümkün olduğunu” Yarımada’nın da bereketinden-toprağından-rüzgarından hasatla kanıtlayan KÖY-KOOP yoktu.

 

Eşine eşlik etmek amacıyla yurtdışında mıydı bilmiyorum ama Neptün Soyer Hanım, lavantanın, karabaş otunun, siyez buğdayının, enginarın, ata tohumunun hiç mi hatırı yoktu?

 

Hiç olmazsa onun yokluğunda KÖY-KOOP’un bir temsilcisini, peçeteye de yazılsın önemli değil, bir pankartını görebilmek mümkün olsaydı.

 

Mesela, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun program dışı ziyaret ettiği Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu, ORADAYDI.

 

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, geldi mi? Hayır.

 

Genel Başkan gelince ‘havaalanı uğurlama kuyruğu kontenjanı’ için yarışan herhangi bir yardımcısına, temsilcisine de rastlanmadı.

 

CHP İzmir İl eski Başkanı Kemal Karataş, ORADAYDI.

 

Mührün sahibi Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran orada mıydı? Hayır.

 

Hatta bir yardımcısı nezdinde bile temsil edilmediği, demokratik kitle örgütü temsilcilerinin dilindeydi.

 

Yarımada coğrafyasından bir tane belediye başkanı orada mıydı? Hayır.

 

Bireysel katılımlar dışında, CHP Çeşme İlçe Örgütü Başkanlığı, bağlı kolları sahada yoktu.

 

Peki kim vardı?

 

Son 30 yıldır Germiyan Köyü’nde yaşamını sürdüren 90 yaşındaki SEVİM Teyze, daha önceki pek çok eylemde olduğu gibi ORADAYDI.

 

Yarımada rotasını bilen dağcılık kulüplerinin üyeleri, çevre dernekleri, İzmir Yaşam Alanları Grubu, EGEÇEP, TMMOOB, Baro, Tabip Odası, SOL Parti, EMEK Partisi, TKP, ORADAYDI.

 

Daha çok siyaset eskilerinin ‘iştigal’, yeni siyasetçi adaylarının ‘itibar arama’ konfor alanı pozisyonundaki İzmir Kent Konseyi ve ilçe konseyleri, belediyeler gezi düzenlese gitmek için yarışa girecekleri Çeşme’ye gelme fırsatını kaçırdı.

 

Kent Konseylerinin ‘namusu’nu Konak, Çiğli ve Karaburun Kent Konseyleri kurtardı.

 

Yarımada ölür, yöneteceğiniz kent anlamını yitirirse, koltuklarınızın ne anlamı var, sorgulamanızı öneririm.

 

Dost acı söyler:

 

Madem Yarımada’ya verdiğiniz kıymet ikinci planda; “Kaybettiğini Yerine Koyma Vakti” sloganıyla “Telafi edeceğiz” diyerek bas bas bağıran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na da mı kıymet vermiyorsunuz?

 

Yoksa Yarımada’yı ‘kaybolması muhtemel’ bir değer olarak görmüyor musunuz?

 

Eğer öyleyse bu durum, ‘siyasi kariyerlerinizde ‘telafisi mümkün olmayan’ sonuçlar doğurabilir!

 

 


02.11.2021 23:56:56