CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, İzmirin Yarımadası diye bilinen Karaburun, Urla, Çeşme ve Seferihisarda çevre katliamına dur de çağrısı yaptı.
Beko: Yarımadada çevre katliamına dur de!
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, İzmirin Yarımadası diye bilinen Karaburun, Urla, Çeşme ve Seferihisarda çevre katliamına dur de çağrısı yaptı. Partisinin Karaburun ve Urla ilçe danışma kurulları toplantılarına katılan CHPli Beko, Bölgenin çevre sorunlarına karşı örgütlü mücadeleyi daha çok arttırmalıyız. Herkesin sesini daha çok yükselterek eşsiz Yarımada doğasını ranta teslim etmemek için mücadele etmesi şart! diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko, CHP örgütüyle ilçe danışma kurulları toplantılarında bir araya gelmeye devam ediyor. Karaburun ve Urladaki toplantılarda partililerle buluşan Beko, çevre konusunda önemli açıklamalar yaptı, herkesi bu konuda örgütlü mücadele etmeye, İzmirin Yarımadasına sahip çıkmaya davet etti. Vahşi kapitalizmin daha büyük karlar için doğayı tahrip ettiği bir çağın yaşandığını ifade eden Beko, Kentlerimiz ve doğal alanlarımız insan eliyle, iktidarın ranta teslim etme politikalarıyla maalesef gitgide sürdürülebilirliğini yitiriyor ve yok oluyor. Bu yüzden her bireyin üzerine düşen tedbirleri alması gerekiyor. AKP iktidarı taş ocakları, balık çiftlikleri ve Rüzgar Enerji Santralleriyle Yarımadayı parsel parsel adeta ranta teslim ediyor dedi.
AKP ZİHNİYETİ YAŞAM ALANI BIRAKMAMAYA KARARLI!
Karaburun Kent Konseyince hazırlanan raporu hatırlatan CHPli Beko, Rapora göre 415 kilometrekarelik Karaburunun yüz ölçümünün yüzde 71i ki bu oran neredeyse tüm dağlık alanları kapsıyor, 6 firmaya RES proje sahası olarak tahsis edilmiş durumda. Yaşam alanı olarak yarımadanın sadece yüzde 16sı bırakılmış! Biz doğal enerji üretimine karşı değiliz ancak RESler yaşam alanlarından uzak olmalı derken bunlar yaşam alanı bırakmamaya kararlı! Son olarak Meclise de hem şahsımın hem de CHP İzmir milletvekili arkadaşlarımın taşıdığı Yaylacık köyünü yok etmeyi amaçlayan RESler ve hukuka rağmen şirketlerin kapasite artışlarına izin veren yağmacı zihniyetle karşı karşıyayız. Karaburun Yarımadasının yüzde 61ini tek başına kaplayan Lodos Elektrik Üretim A.Ş.ye ait Karaburun RES Projesine karşı 4 yıldır hukuk mücadelesi sürüyor. Proje için verilen ÇED Olumlu kararı iki kez ve üretim lisansı bir kez iptal ettirildi. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı iptal gerekçeleri dikkate almadı ve ÇED izinleri hızlı bir şekilde geçtiğimiz aylarda yeniledi. Arkadaşlar bize düşen bunların yağmacı zihniyetine karşı asla pes etmemektir. Örgütlenecek, sesimizi daha çok çıkaracak, doğaya ve yaşama, burada yaşayanlara rağmen yapılanları dünyaya duyuracağız açıklamalarını yaptı.
URLADA BAKANLIK HUKUKSUZLUK YAPIYOR!
Urlada da CHP ilçe danışma kurulunda söz alan ve buradaki çevre sorunlarına değinen CHPli Beko, turizm açısından büyük değer taşıyan ilçenin denizinin, kültürel mirasının ve yaşamsal alanlarının balık çiftlikleri ile yok edildiğini belirtti. Beko, şunları dile getirdi: Urlada ve diğer ilçelerimizde belediye başkanlarımızın da destekleriyle eylemler yaptık, davalar açıldı ve bu davalar halkın zaferi ile sonuçlandı. Kıyıya yakın çiftliklere mahkeme her defasında izin vermezken bakanlık işletmeler her istediğinde ÇED olumlu raporunu veriyor. Mahkeme kararlarına rağmen bakanlığın bu izinleri vermesi resmen hukuksuzluktur. Buna izin vermeyeceğiz. Verilen iptal kararlarının neden uygulanmadığını ve yeni ÇED kararlarının neden verilmekte ısrar edildiğini soru önergelerimizle Meclise taşıdık. Burada turizm olumsuz etkileniyor, doğa, deniz bitiyor, Urla kıyısında Demircili Mahallesinde yer alan AİRAİ Antik Kenti de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ve tüm bu olumsuzluklar mahkeme kararıyla onaylandığı halde işletme faaliyetleri neden durdurulmuyor diye sorduk. Sormaya, onların hukuksuzluklarını dünya kamuoyuna duyurmaya devem edeceğiz. Biz örgütlü mücadelemizi bunların doğayı yok etmek için ranta teslim etmesine karşı sürdürmek zorundayız. Yağmaya, talana, ranta karşı bilinçli, kararlı ve omuz omuza olmak zorundayız.