ÇEVREHaber Girişi : 01 Kasım 2021 19:13

“ÇEŞME’DE TALANA DUR DE!”

“ÇEŞME’DE TALANA DUR DE!”
Çeşme Turizm Projesi, kamu arazilerinin ‘parsel parsel’ satılması iddiasıyla birlikte, İzmir’de merkezi hükümet- yerel iktidar temsilcilerinin kapalı kapılar arkasında ‘gizli mutabakat’ dedikodularını yükseltti.

Çeşme Projesi, şeffaf yönlendirilmeyen ve merkezi-yerel yönetim arasında ‘kapalı kutu” görüşme trafiği nedeniyle benimsenmiyor.

 

Gerek İzmir merkezinde gerekse de Çeşme’de bilirkişi heyeti keşif duruşması sırasında protestolar yükselerek sürdü.

 

Çevreciler, yerel yöneticilere nüfus artışı ve tesisleşme artışıyla doğayı altüst edecek plana karşı ‘Yarımada’nın ölüm fermanına birlikte karşı duralım” çağrısı yaptı.

 

İzmir Çeşme Kültür- Turizm Koruma- Gelişim Bölgesi sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Şubat 2020’deki Cumhurbaşkanı kararı sonrasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Yarımada’da yaşama geçirmeyi planladığı Çeşme Turizm Projesi, dava konusu. Meslek kuruluşları, çevreciler ve yurttaşlar, kararı “Yarımada’nın Ölüm Fermanı” olarak değerlendiriyor.

 

Süreç, 13.09.2019’da Çeşme-Urla’da ‘acele kamulaştırma’ konusunda 1532 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile başladı. İki ayrı dava açıldı.

 

Danıştay 6.Dairesi, 30 bin hektarlık ­ Yarımada’nın yüzde 55’inin imarını değiştirecek ve nüfusu 6 kat artıracak davaya konu kararla ilgili 27 Ekim 2021’de bilirkişi atadı. Bilirkişiler, inceleme için geldiği Çeşme’de Adliye önündeki protesto eylemiyle karşılandılar.

 

“İZMİR’İN KANAL İSTANBULU”

 

‘Turizm geliştirme bölgesi’ belirlenen yüzde 98’i kamuya ait 166,2 milyon m2 alanın parsel parsel bölünerek turizm yatırımcılarına verileceği iddia ediliyor.

 

“Yarımada Talanını Durdur Koordinasyonu” adı altında birleşen, TMMOB İzmir Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, EGEÇEP ve yurttaşlar; “Yaşam hakkımızı savunmak, yaşam alanlarımızı korumak, geleceğimize sahip çıkmak için mücadelemizi birlikte sürdüreceğiz” diyerek, ‘ölüm fermanı’na karşı duruyor.

 

Ekim ayının son haftasında İzmir Mimarlık Merkezi ve Çeşme Adliyesi, Çeşme Projesi’ne (Ege Turizm Projesi) karşı buluşmaların adresleri oldu. Çeşme Turizm Planı’nın bir ‘talan projesi’ olduğunu savunan kurumlar İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve EGEÇEP adına ortak açıklama yaptı. Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, “Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerimizde uygulanan kontrolsüz yapılaşma ve talan süreçleri bu kentleri yaşanmaz hale getirmiş, görece olarak daha korunaklı ve yaşam kalitesi yüksek kalan İzmir’e olan göç, konut-arazi talebini de artırmıştır” dedi.

 

“İZMİR HALKINI YOKSULLAŞTIRACAK”

 

Çamlı, şöyle konuştu: “Çeşme Turizm Planı olarak sunulan proje bilimsel dayanaktan yoksun, kamu ve doğa yararına aykırıdır. Kamu kullanımına açık ve devlete ait olan kıyıların, hatta tapuda kaydı olmayan deniz alanlarının turizm amaçlı bölge ilan edilmesi ve hatta özel kullanıma tahsis edilmesi; başta Anayasa olmak üzere mevzuata aykırı olduğu gibi, bu kamusal alanların, gerçekte sahibi ve hak alacaklısı, İzmir halkı tarafından kullanılamaması sonucunu da doğuracaktır.

 

ÇEŞME PROJESİ, İZMİR'İN

KANAL İSTANBULU'DUR”

 

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı “Çeşme Projesi, İzmir’in Kanal İstanbul’udur. Ülkemizde çılgın projeler ile yaşam alanlarımız yağmalanmakta; turizm, kalkınma ve rant politikalarını gizleyen algı yönetimiyle oluşan çevresel tahribat ve toplumsal adaletsizlik saklanmaya çalışılmaktadır” dedi.

 

5 KİŞİLİK BİLİRKİŞİ HEYETİ ÇEŞME’DE

 

27 Ekim Çarşamba günü ise, bilirkişi heyetinin gelmesiyle yapılan keşif duruşması öncesi TMMOB İl Sekreteri Aykut Akdemir, davacılar adına “Memleketi peşkeş çektirmeyeceğiz” mesajı verdi. Duruşmada ise, Avukat Ömer Turgut Erlat, deniz alanlarının turizm amaçlı olarak özel kullanıma tahsisinin, alanın gerçek sahibi İzmir halkının kullanamaması sonucunu doğuracağını belirtti, “Çevresel adalet ilkelerine aykırı turizm planı, kamu kaynaklarını kısa vadede rantın hizmetine sunmaktadır” dedi.

 

Alaçatı Azmağına bilirkişi heyeti ile birlikte giden çevreciler, adliye önünde çeşitli siyasi partiler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile pankartlarla “Yağmaya Dur Diyelim,Yarımada Yaşasın” dediler.

 

Adliye önündeki katılımcılar arasında önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP Eski İl Başkanı Kemal Karataş ve İBB Başkan Vekili Mustafa Özuslu hazır bulundu. Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran ise, gün boyunca yaşanan hareketlilik içinde göze çarpan isimler arasında yer almadı.

 

Av.Arif Ali Cangı da, “Kamu arazilerinin bu şekilde ticari işletmeye tahsis edilecek şekilde planlanması, kamu yararına aykırıdır. Plan kabul edilemez” dedi.

 

Av. Şehrazat Mercan ise, “Bu alan Kutlu Aktaş Barajı’ndan başlayıp, Alaçatı’ya oradan Zeytineli Köyü’nden dönüp, Zeytinler bölgesine teğet geçip Germiyan ve Ildırı’yı içine alan 122 milyon metrekarelik bölümü kapsıyor” dedi. Mercan, şöyle devam etti: “Yöneticiler, yurttaşlar; aklı ve vicdanı birleştirerek, bu projeye dur demelidir. Bu proje, samimi ve doğru bir proje değil, kamunun arazisini kamu adına kullanıp ticarete açacaksınız ve kamuya hiç sormayacaksınız! Böyle bir şey olamaz, bu proje kabul edilemez” diye konuştu.

 

Katılımcı kurumları temsilen yapılan konuşmalarda, “Proje öyle bir proje ki sadece Yarımada’yı ilgilendiren bir proje değil. Aslında sadece İzmir’i ilgilenirden bir proje de değil. Eğer bu proje iptal edilmezse, daha önce iptal ettikleri  Körfez Geçiş Projesi yeniden gündeme getirilecektir“ denildi. Ayrıca, “Bütün ekoloji, yaşam alanları mücadelesi sürdüren vatandaşlarımızın “Çeşme’de Talana Dur” demesini bekledikleri vurgulandı.

 

AKBAYKAL: VATAN

TOPRAĞI SATILAMAZ

 

 

Türkiye’nin en iyi lezzet duraklarından, Çeşme’nin tanınmış işletmelerinden Dost Pide’nin sahiplerinden iş insanı Selim Akbaykal, ‘Yarımada Talanını Durdur Koordinasyonu’na destek veriyor. Akbaykal, pankartıyla geldiği hem Alsancak’taki hem de Çeşme Adliyesi’ndeki buluşmalarda yer aldı.

 

Mehmet Akif’in “İstiklal Marşı”ndan (Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı) dizesini hatırlan Akbaykal, sosyal medya hesabından şunları yazdı:

 

“Önce fabrikaları özelleştirdiler. Yetmedi kurumları da özelleştirdiler. Ancak kasa boşaldı. Geriye satacak tek şey kaldı, vatan toprağı! AKP iktidarı, 19 yılda yabancılara 22 milyon metrekare toprak sattı ve satmaya devam ediyor! Bu nedenle sadece Çeşme Projesine değil, ülkedeki tüm akp projelerine karşıyım. Kanal İstanbul, Karadeniz, Akdeniz ve Ege'deki tüm toprak satışları; dolayısıyla doğa katliamları bir an önce son bulmalıdır.”